Dilbeste
Fırat Kızıltuğ’un Türk musikisi tarihi üzerine yazdığı kitap olan Dilbeste’yi inceledim.
Gözümüzün önünde durduğu halde kolayca göremediğimiz o kadar çok şey var ki…
Âşıkların dâim yaşayan kalplerinden bize de hoş râyihâlar, esintiler gelir.
Düşmüştüm, düşmüşlüğüm insanın en yüce haline götürmüştü beni.
Küçük bir kutu içerisinde mutlaka bir avuç karanfil bulundurur. Odasına gelenlere ikram eder, çoğu zaman çayının içerisine bir adet atar, karanfilin çaya katmış olduğu rayiha ona iyi gelirdi.
Her sabah gözlerini açınca omuzlarına konmuş kelebektir. Güne başlarken aynanın karşısına geçip kendinle bakıştığın olur mu?
“En büyük zenginlik insandır derdi. İnsanı gönlüyle sever, sevgisiyle kuşatır, düşüncesiyle beslerdi.”
İstiridye kabuğu gibi, kaç saat olduğu bilinmez odama kapanmış oturuyorum. Aklımdaki düşünceler sanki bir Samanyolu Galaksisi.
İlk heyecan
Röportaj
Mehmet Kaplan’ın ‘Tanpınar’ın Şiir Dünyası’ eserini yorumladım…