Usulca gitmek istiyorum bu şehirden
Kimseye demeden
Bir Meryem sükûtuyla
Sözlerimi düğümleyerek boğazıma
Dilim lâl, kalbim melâl
Bir inşirah bekleyerek
Yalnız, bir ağaç kuytusunda
Hadi atın beni kuyuya
Ve dönüp gidin, bakmayın ardınıza
Tuzlu acılarla dindireceğim susuzluğumu
Yolunu şaşırmış bir kervan da uğramasın
Gözüm yok saraylarda
Benim ruhum esir olmuş
Maverada kurduğum
Uçsuz bir saltanata
Ölmek istiyorum artık
Sessizce ölmek
Zaman işlerken acımasızca
Sonbahar gibi boyun eğerek
Hayatın döngüsü o ilahi nizama
Sessizce diyarı terk etmek…
Ve sonra bekleyiş mekânına
Öncekiler gibi karışmak toprağa,
Çığlık çığlığa
Zira işitilmemiş bütün sesler duruyor orda
Gün gelip yükselecek sonsuzluk makamına…