Görmezden Geldiklerimiz

“Zoru kabul edemiyoruz, acıyı hissetmek istemiyoruz ve en zoru da ne biliyor musun Arif?”

 

Evinden hızlı adımlarla çıktı yaşlı adam. Belirli bir süre sonra sahile gelmişti. Gözüne kestirdiği banklardan birine oturdu ve yine her zaman yaptığı gibi uzun uzun etrafı izledi; İnsanları, önünden geçen çocukları, seyyar satıcıları, gökte özgürce uçtuğunu sandığımız kuşları…

Yanında getirdiği defterini ve kalemini çıkardı. Boş bir sayfa açtı ve tarihi not aldı. 29 Kasım 2022 ve devam etti:

Sevgili dostum Arif bir kez daha anladım. Hayatın kolay ama acı olduğunu. Biz bunu göremediğimiz için önümüze pamuktan dertler koyuyoruz. Çünkü kolayımıza geliyor. Zoru kabul edemiyoruz, acıyı hissetmek istemiyoruz ve en zoru da ne biliyor musun Arif? Biz gerçeklerimizden koşarak kaçıyoruz. Düşüyoruz ama bir şekilde kalkıp devam ediyoruz. Çünkü gerçeği kabul etmeye yüzümüz yok. Anlayacağın dostum Arif, insanlar her zaman kolaya kaçanlar olacak. Oysa bilseler o derdin ardından rahatlığa kavuşacaklar. Ama işte insanoğlu Arif, gözümüzün önündeki nimetleri göremeyecek kadar körüz.”

Adam son noktasını da koyduktan sonra dikkatli bir şekilde sayfayı yırttı. Ayağa kalktı ve sahile doğru adım atmaya başladı aynı zamanda da elindeki kağıdı katlamaya başladı. Etrafa bir kez daha uzun uzun baktı ve elindeki kağıdı suya attı. Kağıt yavaş yavaş açıldı, mürekkepler dağıldı. Ama en önemlisi de sayfa dalgalarla birlikte ulaşması gereken yere uzun bir yolculuğa çıktı.

Adam bankın üzerinden defterlerini ve çantasını aldı. “Utanmıyor musunuz denize çöp atmaya? O defterler için kaç ton ağaç kesiliyor. “Yan bankta çocuğuyla birlikte olan genç hanıma döndü yaşlı adam. “Biz insanoğlu her gün ne hatalar yapmaya devam ediyoruz da bizi daima izleyen için yüzümüz kızarıyor mu? Bazen bazı şeyler olur ve olmaya devam eder. Tıpkı birinin ölüp de diğerinin yaşamaya çalışması gibi… O sayfa şu an denizin derinliklerinde, biz onu alırsak parçalanır. Ağacın toprağa, toprağın suya ihtiyacı vardır hanımefendi.” Yaşlı adam arkasını döndü ve gitti.

Nedeni olmadan, nereye olduğunu bilmeden…

Azra Özkan