Çocuklar İçin Yapılan Yayınlara Dair

Çok okuyunca insanda yazma hevesi de uyanıyor galiba. Ben de bazı satırları karaladım. İlk ciddi şiirimi 13 yaşımda iken bir gazeteye gönderdim. Yayımlandı. O günü mümkünü yok, unutamam. O gün bugündü yazar dururum.

 

Farkındayım uzun zamandır çocuklarımız için neşredilen kitaplardan ve dergilerden bahsedemedim. Malum mazeretim, meşhur bahanemdir: Yoğunluk. Şaka bir yana hakikaten bir kesafet dönemi yaşadım son haftalarda… Hatta bu yazı bile 23 Nisan olan doğum günümde size ulaşacaktı. Kısmet olmadı. Yaşadığımız “İstanbul Depremi” dolayısıyla bir gün sonraya ertelendi. Yani 24 Nisan’da tamamlayıp bizimsemaver.com sitesinde yayımlansın diye Mücahit Kocabaş beye gönderebildim. Dolayısıyla bu gecikme, bir ihmalden değil, bir zaruretten kaynaklandı. Sevgili çocuklarımızdan ve çocuklara değer veren büyüklerden özür dilerim.

Gelelim mevzuumuza… Çocuktum, etrafımızda pek kitap yoktu. Evde ise hiç! Koca memlekette kütüphaneli evlerin sayısı azdı. “Bunu nereden biliyorsun?” diyeceksiniz. En azından akrabalarımızın ve komşularımızın evlerine girip çıkıyordum. Hiç birinde kütüphane yoktu. Memleketin tek kütüphanesi Siirt İl Halk Kütüphanesi’ydi. Onu da Gazi İlkokulu’nda dördüncü sınıfta okurken öğretmenimiz Tevfik Yargıcı sayesinde keşfettik. Örnek bir eğitimciydi Tevfik Öğretmen. Cenabı Allah gani gani rahmet eylesin. Öğretmenler asla unutulmaz.

Çocukluk yıllarımda kitaplarla olan dostluğumu, Sefertası ve Halim Selim Efendi isimli kitaplarımda ve Yıldızlarla Uyumak adlı çocuk romanımda anlattım. Çizgi romanlardan, yani Batı menşeli o uydurma Tommikslerin, Teksasların tesirinden çabuk kurtulduk şükürler olsun. Tamamen ABD’nin propagandası yapılıyordu o kitaplarda. Beyaz adamlar hep masum ve iyi, Kızılderililer hep kötü ve saldırgan gösteriliyordu. Sonra öğrendik ki meğer tam tersi olmuş. Koca kıtayı işgal eden Batılılar, milyonlarca Kızılderiliyi acımasızca, hunharca katletmişler, sonra da ABD diye uyduruk, yeni bir ülke meydana getirmişler. Bugün dünya emperyalizminin merkezi olan Amerika yani… Asıl kendi kitaplarımıza yöneldik sonra. Yerli ve millî yazarlarımıza yanaştık. İlk yazar öğretmenlerim Ömer Seyfettin ve Kemalettin Tuğcu’ydu. Arkasından diğerleri geldi. Kitapların yanı sıra çocuk dergilerini okurdum o sevimli kütüphanemizde. Kütüphanedeki kitaplar yetmeyince kitapçılara dadanmıştım. Haydar Aşan ve Haydar Sürme… Ah bu kıymetli kitapçı büyüklerimi unutabilir miyim? Haydar Aşan yıllar önce vefat etmişti. Haydar Sürme’yi geçen yıl memlekette ziyaret ettim.

Bir ailede iki kardeşten biri kitap okur da diğeri okumazsa ne olur? Ne olacak? Ben tiryakiliğimi kardeşime aktardım. Ona tarihî romanlar verdim. Memduh kardeşim okudu, bilgi ve kültürü sevdi ve o da iyi bir kitap okuyucusu oldu, öğretmenlik mesleğini seçti. Şimdi emekli ama hâlâ doludizgin kitap okuyor maşallah.

Çok okuyunca insanda yazma hevesi de uyanıyor galiba. Ben de bazı satırları karaladım. İlk ciddi şiirimi 13 yaşımda iken bir gazeteye gönderdim. Yayımlandı. O günü mümkünü yok, unutamam. O gün bugündü yazar dururum. Kaç yıl olmuş, şimdi hesaplarken hayret ettim. O yaşı milat alırsam demek ki 52 yıl olmuş. 52 yıldır kalem elimden düşmüyor, kitap da… Şikâyetçi miyim? Asla! Keşke daha çok okuyabilseydim, keşke daha fazla yazabilseydim… Bana “çok yazıyorsun” diyenlerin kulakları çınlasın! Bu hevesten öte bir tutku. Allah herkese nasip etsin. İnsan duygu ve düşüncelerini yazarak ifade edebiliyorsa bundan kimsenin şikâyetçi olmaması lazım. Ben aksine hiç kitap okumayanlara şaşırıyordum. Okumayan ve yazmayan, nasıl bir hayat yaşıyor? Kitapsız, sanatsız, tefekkürsüz hayatın anlamı ne?

Edebiyatçı oldum, fakültesinde okudum, edebiyatın muhtelif türlerinde bazı yazılar kaleme aldım. Çocuk edebiyatçısı olmak nasip işiydi olmadı ama bu türden de uzak duramadım. En azından çocukluk hatıralarımı unutmamak için yazdım. Sonra araştırma alanında çocuk dünyasına daldım. Üniversitede iken ilk kitabım Edebiyatçılarımızın Çocukluk Hatıraları oldu. Neticede bir öğrencinin kitabı yayımlanmıştı ama şaşırtıcı şekilde camiadan ilgi gördü. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tavsiye edildi. Şimdi Akıl Fikir Yayınları 10. baskısını yaptı. Sayı olarak daha fazla baskısı olabilirdi ama ilk iki baskı beşer bin adet olarak matbaadan gelmişti. Şimdiki gibi değil, eskiden kitaplar beşer onar bin basılırdı. Arkasından diğer araştırma ve inceleme kitaplarım geldi. Yazar Olacak Çocuklar, Şair Olacak Çocuklar, Romancı Olacak Çocuklar… Ve Yıldızlarla Uyumak. Bu romanda, bütün çocukluğumu ve delikanlılık yıllarımı anlattım.

Bitti mi? Hayır. 1994 yılında Türkiye Çocuk dergisinin haber müdürlüğünü üstlendim. Sadece haberlere değil, gelen hikâyelere, masallara, şiirlere bakıyoruz. Hem çocuklardan hem de büyüklerden gelen edebî ürünler yığınla… Türkiye çapında anlı şanlı yazar ve şairlerimiz var: Kemalettin Tuğcu, Sadettin Kaplan ve diğerleri… Çocuklara verdiğimiz kitap hediyeleri ve diğer armağanlar… Meslek hayatımın en güzel dönemini Türkiye Çocuk sıralarında yaşadım.

Yıllar önceydi büyük bir basın kurumunda ödül törenindeyiz. Mükâfat alacaklardan biri de şair ağabeyim Ayhan İnal’di. Türkiye gazetesinde ve Kubbealtı’nda çalışırken sık sık görüşürdük. Nasıl denk düşürdüyse teşekkür konuşmasını yaparken benden bahsetti ve “Biliyor musunuz Mehmet Nuri Yardım niçin hep genç kalıyor, çocuk tabiatlıdır? Çünkü o çocuk bayramında dünyaya gelmiştir. Yani 23 Nisan doğumludur.”

Şairimizin bu sözleri üzerine mahcup olmuştum. Şairimize rahmet diliyorum. Hakikaten bir yanım hep çocuk tabiatlı oldu. Bundan da şikâyetçi olmadım hiç. Çünkü edebiyatçıların büyük çoğunluğu çocukluk yıllarını sever ve o döneme ara sıra yazılarıyla, hikâye, şiir ve hatıralarıyla sığınırlar. Edebiyatçılarımızın Çocukluk Hatıraları’nda 70 büyük şair ve yazarımızın hatıralarını topladım.

 

İstanbul’a geldiğim 70’li yılların sonunda çok az çocuk yayıncısı vardı. Birkaç tane! Şimdi onlarca, belki de yüzlerce… Anlı şanlı yayınevleri de çocuk yayıncılığına girdiler. İyi de yaptılar. Zira güzel bir rekabet ortamı doğdu. Artık en iyi çocuk kitapları ilgi görüyor. Emek verilen kitaplara dikkat çekiliyor. Bu da hem çocukların, hem de eğitimcilerin ve velilerin lehine bir gelişme. Bu zamanda çocuk olmak vardı aslında. Maşallah rengârenk kitaplar… Büyük emek verilmiş, alın teri dökülmüş çocuk romanları, hikâyeleri, masalları…

Çocuk kitaplarından ve dergilerinden bahsedecektim, tuttum kendi çocukluğumdan ve çocukken okuduklarımdan yazdıklarımdan bahsettim. Affola! Ama neylersiniz insan belli bir yaşa gelince çocukluk rüyasına daha fazla dalıyor, çocuksu şöleni daha çok yaşamak istiyor. Hadi biraz da bana ulaşan çocuk yayınlarından bahsedeyim de günahımı affettireyim. Bahsedeceğim kitapların muhtevasından uzun uzadıya söz edemeyeceğim ama en azından isimlerini, yazarlarını ve yayıncılarını belirteyim ki meraklısı onlara ulaşabilsin, yetişkinler çocukları için alabilsinler. İşte o kitaplar:

Profil Yayınları: Konuşası Gelen Ağaçlar (Müge Çelik Özcan-Sernur Işık Bolarios, Yeni Başlayalar İçin Dijital İllüstrasyon (Meryem Kurt); Bordo Ressam Yayınları: Eyüpsultan Hazretleri (Yazan ve resimleyen: Murat Sevinç); Ötüken: Ötüken Neşriyat, çocuklar için önemli bir seri başlattı. Bunlar arasında bilhassa tanınmış şair ve yazarlarımızın eserlerinden seçmeler bulunuyor. Kitaplar çocuk ve genç diline uygun biçimde resimletiliyor ve sunuluyor. Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor, Arif Nihat Asya’nın meşhur ve sevilen eseri. Bu güzel şiir kitabından yola çıkarak hazırlanmış bir çocuk kitabı elimizde. Bozkurtların Ölümü ise, Nihal Atsız’ın romanından gençler için uyarlanan emek mahsulü bir çalışma. Çizer Kandemiroğlu); Bambu Kitap’dan bana ulaşan Tanıtım Kataloğu. Türk Dili ve Edebiyatı Derneği: Kardelen dergisi; Esenler Belediyesi Çocuk Yayınları: Çitlembikin Çiçekleri, Çitlembik Tarla Korkuluğu, Çizmeli Sincap Çitlembik, Çitlembik ve Arkadaşları Ormanı Koruyor, Azim’in İstanbul Rüyası, Çitlembik Orman Hazinesinin Peşinde, Çitlembik’in Yeni Kolyesi, Çitlembik’in Dolabı, Çitlembik’in Karnındaki Aç Kurt, Çitlembik’in Mutfağı (Süheyla Sancar); Gonca Yayınevi: Şahin Karataş’ın çocuklar için kaleme aldığı Gönüller Sultanı Bahaddin Gâzi Dede isimli eser, Gonca Yayınevi ile Bahaddin Gazi Eğitim ve Kültür Vakfı’nın ortak yayını olarak neşredildi. Daha önce Dergâh İlâhiler Kasideler, Türk Edebiyatından Seçme Naatlar, Kırk Âyet Kırk Hadisle Zikrullahın Fazileti, Sevgi Pınarı (şiir), Evrâd-ı Şerifler ve Aşk Vurgunu (şiir) gibi eserleri bulunan Karataş, bu eserde Allah dostlarından Bahaddin Gâzi Dede’nin hayatını ve menkıbelerini çocukların anlayabileceği bir dille mükemmel biçimde kaleme almış. Tuğba Buzdağ’ın resimlediği eseri bütün çocuklara tavsiye ediyorum.

Ketebe Yayınları: Büyük mütefekkirimiz merhum Cemil Meriç’in evladı ve kıymetli sosyolog Prof. Dr. Ümit Meriç’in Hayatımdan Hayvan Hikâyeleri isimli eseri, Ketebe Yayınları’ndan çıktı. Resimleyen Melike Tan. Ümit Meriç, “Ümit Anneanne” imzasıyla kaleme aldığı önsözde torunu “Musa Cemil’e” hitap ediyor. Mektubun ilk paragrafı şöyle: “Musa Cemilciğim, Bu kitapta sana hayatım boyunca yaşadığım sekiz tane hikâyeyi anlatacağım. Bu hikâyelerin hepsi hayvanlarla ilgili. İnanmayacaksın ama hayvanlara olan sevgim değil sadece, saygım da bu hayvanlarla yaşadığım olaylar neticesinde katmerlenerek arttı.” Ümit Hanım, “Ben insanları sevdiğim gibi hayvanları da seviyorum.” dedikten sonra zarif mektubunu şu satırlarla tamamlıyor: “Seni ve bu kitapçıktaki hikâyeleri bizimle paylaşan bütün yavruları, bu ümitle kucaklayıp öpüyorum.”

Mehmet Nuri Yardım