Bilesin

Abdussamed Altuntaş

 

Senin sadece varlığını bilmiş olmak, dünya gözüyle bir kez seni görmüş olmak bile benim için nasıl bir teselli, nasıl bir merhem anlatamam. Bir yerlerde nefes aldığını biliyor olmak, içimde ırmakların akışına, güllerin derilmesine, umudun büyümesine sebeptir bilesin.

Karşıma çıkan her zarif ve güzel şeyde seni hatırlamamı, nimet diye kalbimin en güzel köşesinde bir şükür sebebi olarak saklı tutuyorum ben.

İçinden çıkamadığım, sıkışıp kaldığım onca karanlık sokağın arasında senin varlığındır gönlümün sığınıp güven duyduğu kıyı. Senin sözlerindir merhametli bir el olup gözlerimden süzülen yaşı silen. Senin varlığını şahit tutarak kurduğum hayallerdir her seferinde kopan “adına yaşamak denen” bağlarımı, yeniden yerine şefkatle bağlayan.

Yorgun düştüğüm nice sokakları var bu kentin bilesin. Dizlerimin dermansızlığı sardığında dört bir yanımı, içimde çıkılmaz ve aşılmaz yokuşlar büyüyor. Kırmızı ışıklar yanıyor gözümü açtığımda her cadde başında. Ellerimde yorgun argın biriktirdiğim ümitlerime göz koymuş niceleri kesiyor yolumu.
Sonra sen çıkıyorsun yolun bir köşesinden. Öyle güzel, öyle hüzünlü, öyle aniden ve öyle anlamlı bir geliş ki bu… Bir bir bağlıyor ve sarıyor kalbimin kopan ve kanayan yerlerini.

Adın serin bir gölgedir bende. Sesin gün batımıdır bir deniz kıyısında. Kokun, ruhumu arıtan, gönlümü temizleyen bir ırmak kenarıdır. Sözlerin, çöl ortasında karşıma çıkan berrak bir pınardır bilesin.

Olur da bir gün, senin uzağında bir yerlerde iken göçer gidersem bu dünyadan sadece sen bil yeter bana;
Kalbimin içinde hüzünle büyüyen bir iğde gölgesi olduğunu…

 

admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir