Ramazan-ı şerifin gölgesi üç aylarla üzerimize düşmeye başladı. Rabbimiz Regaip ve Berat kandilliyle Ramazan’ın gelişini taçlandırdı. Nafile oruçlarla, güne ve gecelere özel ibadetlerle bizleri Şehr-i Ramazan’a ulaştırıyor. Sanki rahmet ikliminin kokusunu alır gibiyiz. Anadolu irfanına sahip insanımız kıyıda köşede Ramazan ayından bahseder oldu. Çarşı pazar bereket ayına özel bir forma büründü. Alış verişler yapılmaya başlandı. Evin hanımı beyiyle kimi ne zaman iftara çağıracağını kararlaştırıyor. Radyolar televizyonlar Ramazan programlarını hazırlamaya başladılar. Yine Ramazan pidesi kaç lira olacağı haberleri yapılmaya başlandı. Kişi başı fitre bedelinin ne kadar olacağı duyuruldu. Evin hanımı, “Aman bey fitreleri atlamayalım.” diye hatırlattı. Bu hazırlıkları ilk defa fark eden evin küçük çocuğu, anne babasını sahura kalkmak için sıkı sıkı tembihledi. Yaşlılar çocukların çadır orucunu satın almak için sıraya girdi.
Ramazan-ı şerif ise Müslümanların bu telaşını önceden fark etmiş ki her sene on bir gün erken geliyor. On bir ay zehir gibi geçtiyse Şehr-i Ramazan panzehir mesabesinde, insanı arındırmak için geliyor. Gönül iklimindeki kaosu dindirmek, kalplerimize rahmet çiçekleri açtırmak için geliyor. Küskünleri barıştırmak, kulu Rabbine yakınlaştırmak için geliyor. Kur’an ayı Ramazan, terbiye için geliyor. Sadece midemizi değil, gözümüzü, kulağımızı, gönlümüzü terbiye için geliyor. “Canıma bir merhaba sundu çeşm-i yâr” mısrasında geçen yârin selamını bizlere getiriyor. Gönülleri ihya için geliyor.
Ramazan-ı Şerif insanın mana iklimine çiçekler açtırmak için, hayatına çeki düzen vermek, bir dakika bu işler böyle gitmez demek için geliyor. Ramazan hayatına yeni bir sayfa açmak isteyenlere de geliyor. Günahları terk edip rahmet denizine daldırmak için fırsat gemisini rıhtıma yanaştırmaya geliyor. Bilgisayara nasıl format atıyorsak, insan hayatına da format atmak için geliyor Ramazan.
Ramazan-ı Şerif bir devrimdir. Nefsin azdırıcı alışkanlıklarına dur diyerek devrim yapmak için gelir. En çok sevdiğimiz yiyecekleri artık Allah rızası için yemeyeceğim, nefsin sevdiği boş muhabbetleri senin rızan için terk edeceğim ya Rabbi diyerek nefsin sıfatlarında devrim yapmak için geliyor.
Ramazan’da dünya telaşından katılaşmış kalp yumuşar yerine sekinet hâkim olur. Ramazan’da az konuşup çok düşünülür. Tefekkür edilir. Kurtlar, kuşlar, kumrular Ramazan iklimine bürünür o gelince. Artık dünya akışı yavaşlar, herkes şöyle bir haline bakar, hesaba çeker kendini. Ramazan gelmeden hazırlamalıdır insan kendini bu iklime. Oruçlar tutmalı, sadakalar vermeli, insanlarla helalleşmeli. Helalleşmeli ki yaptığı ibadetler boşa gitmesin, helalleşmeli ki kul hakkıyla rahmet mevsimine girmesin. İnsan tövbe etmeli bu aya gelmeden hem Allah’tan hem de kuldan özür dilemeli. Her daim Yaradan’a yakarış içinde olmalı. “Her insan ölecek yaştadır” sözünü bu mevsimde daha çok hatırlamalı ve ona göre geçirmeli bu ayı. Şeytanların zincire vurulacağı bu aya iyi hazırlanmalı, istiğfar sancağını her daim havalandırmalı.
Ramazan birazda sarıp sarmalamak, koruyup gözetmektir. Yoksula, düşmüşe, yardıma muhtaca el uzatmaktır. Ümidini yitirmişlere ümit olmak, bir dakika ben buradayım kardeşim diyebilmektir. Madden ve manen yardımlaşmaktır. Sevmek sevilmek Allah rızası için tek yürek olmaktır Ramazan. Oruç mevsimi gündüzleri birlik, geceleri teheccüt, yakarış ve duadır.
Ramazan selamlaşmaktır. Gelmeyene gitmek, aramayanı aramaktır. Ramazan ünsiyet kurmaktır. Tanıdık tanımadık herkesle iletişimde olmaktır. Kapıları açmaktır Ramazan. Bu kapı yeri gelir bir hayrın kapısıdır, yeri gelir mazlumun kapısıdır, yeri gelir tüm ailesini kaybetmiş bir yaşlının kapısıdır. Ramazan birazda gönül almaktır. Kırık kalpleri tamir etmektir. Mahzunları mesrur etmektir. Peygamber ahlakıyla taş atana gül atmaktır. Güzel ahlakı yayarak topluma merhamet aşısı yapmaktır Ramazan.
Ramazan-ı Şerif geliyor, hazır mısınız?
- Filiz Çırpıcı ile Mülakat - Ekim 12, 2024
- Limon Bahçesinde Bir Lahza - Ekim 10, 2024
- Sil Baştan Doğarım - Eylül 28, 2024
- Yazı, Editörlük ve Medya Kursu TEDEV’de Başlıyor - Eylül 28, 2024
- Geçmişin İzlerinde Yürüyenler - Eylül 16, 2024
- Şıpsevdi - Eylül 13, 2024
- Sermestçe - Eylül 1, 2024
- Tunca’dan Tuna’ya - Ağustos 27, 2024
- Ağaçların Gölgesinde - Temmuz 25, 2024
- Bilesin - Temmuz 22, 2024
- Kavgam - Temmuz 20, 2024
- Üsküp - Temmuz 20, 2024
- Dini Yaşarken Tebliğ ve Tenkid - Temmuz 10, 2024
- Bilmiyorum - Temmuz 10, 2024
- Yûsuf’un Rüyasını Yeniden Görmek - Temmuz 6, 2024
- Fahrettin Gün’le Eğitim ve Gençlik Üzerine - Haziran 26, 2024
- Desinler - Haziran 12, 2024
- Bir Gönül İnsanı Bekir Tuncer Salihoğlu - Haziran 10, 2024
- Paris’in Arka Yüzü - Haziran 10, 2024
- ESKADER Genel Kurulu Yapıldı - Mayıs 30, 2024
- ESKADER Genel Kurulu İlanı - Mayıs 27, 2024
- YAZI, EDİTÖRLÜK VE MEDYA KURSU’NUN MEZUNİYET TÖRENİ - Mayıs 24, 2024
- Zeliha Ergün ile Mülakat - Mayıs 24, 2024
- Anlatsanıza Bakayım Nasıl Bir Gemiymiş Bu? - Mart 23, 2024
- Ramazan-ı Şerif Geliyor Hazır mısınız? - Mart 10, 2024
- Yalnızlık - Mart 6, 2024
- Gerçek Bir Münevver Alev Alatlı - Şubat 12, 2024
- Genç Bir Yıldız Adayı Mete Gök - Şubat 6, 2024
- Düştüm Gerçeğine - Şubat 6, 2024
- Dedem Koca Hüseyin - Şubat 6, 2024
- Sevgili Eşim’e - Şubat 1, 2024
- Ferit Ragıp Tuncor’un Edebî Hizmetleri - Ocak 26, 2024
- Bir Mektup Olup - Ocak 26, 2024
- Gazzeli Çocuklar - Ocak 5, 2024
- En Baştan Yazacağım - Ocak 5, 2024
- Ben Kuvözdeki Bebek - Aralık 17, 2023
- Gönül’e - Aralık 17, 2023
- Dost Gözünde Buğudur - Aralık 17, 2023
- Kim Bu Gelen - Kasım 30, 2023
- Geç Değil - Kasım 30, 2023