İstanbul’un fethi

Bir gün gemiler dağlara tırmandı denizden,
Kudret ve zafer bizlere miras dedemizden …
(Tarihi Çevir Marşı)
…
…
29 Mayıs 1453…
İstanbul’un fethi…
İslam’ın ve imanın, iyilikle, güzellikle dönüştürdüğü muazzam coğrafyalar…
İnsanlığın medeniyet destanı…
Asırlar boyu en güzel örneklerden biri olarak İstanbul hep gündemdedir.
…
Fatih Sultan Mehmet, stratejik ve askeri bir dehadır. Evet.
Bu kadar mı?
Hayır.
Arkasında iman, ihlas, ahlak, takva ve ideal donanımlı bir ordu…
Türk Ordusu.
Biraz daha arka planda, yine iman, ihlas, ahlak, takva ve ideal donanımlı bir millet…
Türk milleti.
…
İlâ-yı kelimetullah ülküsü…
Nizâm-ı âlem ideali…
Karadan yürütülen gemiler…
Günler ve geceler boyu okunan Kur’ân-ı Kerim’ler…
Ve 29 Mayıs sabahı gerçekleşen fetih.
…
Şimdi…
2024 yılındayız.
Beş asır önceye kıyasla şimdi nerede duruyoruz?
Maddi, manevi, insani, imani anlamda nerede duruyoruz?
Bu soruları kendimize soralım.
Hemen peşinden özeleştiri, otokritik, otokontrol, nefis muhasebesi, nefis murakabesi, hayat muhasebesi, ömür muhasebesi…
…
Tarihi konuları ele alırken, üzerinde düşünürken, Kur’ân-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye’yi de dikkate almalıyız.
Elbette tarihi olaylar, gerçekleştikleri zamanın şartlarına göre, kendi şartları içinde değerlendirilirler.
Buraya kadar tamam.
Yeterli mi?
Hayır.
Bunun da ötesine geçerek, tarihi olayların bugüne hangi mesajı verdiğini de düşünmek zorundayız.
Öğüt ve ibret kelimeleri burada devreye girer.
Yani Kur’ân-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye.
…
Fatih Sultan Mehmet’in ve kahraman askerlerimizin ruhları şâd olsun.
Mekânları cennet olsun.
İstanbul’un fethi kutlu olsun.