Fatih-Harbiye, 1931 yılında yayımlanmış bir kitaptır. Türk edebiyatının önemli yazarlarından Peyami Safa tarafından kaleme alınmıştır. 1931’de yayımlanan Fatih-Harbiye, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’ndan sonra Peyami Safa’nın en çok basılan romanlarındandır.
Roman, 1943’te Almanca’ya tercüme edilmiştir. Ötüken Yayınevi tarafından yayımlanan bu kitap, toplam 128 sayfadır. Roman türünde yazılmış olan bu kitabın kapağını ise Ayşe Kalyoncu düzenlemiştir. Fatih-Harbiye kitabı, 2013-2014 yıllarında televizyon dizisi şeklinde izleyicinin karşısına çıkmıştır.
Edebiyatın hemen her dalında eser vermiş seçkin yazarlarımızdan Peyami Safa, yaşamış olduğu zaman diliminde cereyan eden Doğu-Batı meselesini özellikle de 1930’lardan sonra kaleme aldığı romanlarında geniş planda ele alıp işler. Fatih-Harbiye de yazarın bu meseleyi ele aldığı romanlarından biridir. Yanlış anlaşılan “asrîleşme” (batılılaşma) meselesinin Türk insanında, özellikle genç kuşaklarda yarattığı bunalım ve bunalım sonucunda doğan pişmanlıklar, Fatih-Harbiye romanının konusunu şekillendirmektedir. Yazar, romanda iki ayrı cephe diğer bir deyişle Doğu ile Batı arasında iki ayrı dünya kurmuştur. Romanda kullanılan birtakım simgeler de bize bunu açıkça göstermektedir.
Yazar Peyami Safa, romanda Doğu ile Batı arasındaki çatışmayı Neriman karakteri üzerinden okuyucuya yansıtır. Neriman, Doğu kültürünü temsil etmektedir ancak bir yandan da Batı kültürüne hayranlık duyar, Avrupalılar gibi yaşamak ister. Bundan dolayı da Neriman, kendi değerlerinden koparak Batı’ya yönelir.
Romanda aracı konumunda bulunan unsurlar (kişi, mekân ve olay) cereyan eden çatışmalara zemin ve fırsat hazırlarlar. Romanda Şinasi ile Macit farklı değerleri, farklı dünyaları temsil eden iki karakter olarak karşımıza çıkmaktadır. Şinasi ile Macit, Neriman’da farklı duyguları uyandırırlar.
“Şinasi Neriman’ın gözünde, aileyi, mahalleyi, eskiyi, şarklıyı temsil ediyordu; Macit yeninin, garbın ve bunlarla beraber meçhul ve cazip sergüzeştlerin mümessili ve namzediydi.
Bu iki genç, Neriman’ın ruhundaki iki cepheyi bütün vuzuhuyla şuura çıkardılar. Neriman, Macid’i tanıdıktan sonra kendi kendisini daha iyi tanımıştı.” (s.64)
Şinasi ile Macit arasındaki bu farklılıklar ve zıtlıklar, zaten birtakım asrî özlemleri bulunan Neriman’ı Macit’in yanına iter. Neriman’ın daha sonra ise dinlediği Rus kızının hikâyesinin (ki bu olay adeta romanın dönüm noktasını belirler) tesirinde kalarak kendi değerlerine geri döner.
Romanı iki ara bölümde incelemek mümkündür. Birinci iç kısım, Fatih-Beyoğlu arasında yapılan seyahatlerle şekillenirken ikinci iç kısım ise Beyoğlu’ndan Fatih’e kesin dönüşe sahne olur. Romanın bu şekilde sonuçlanması bize Peyami Safa’nın Şark’ın Garb’a üstün geldiğini, zaferi Şark kültürünün kazandığını gözler önüne serer.
Peyami Safa, diğer romanlarında olduğu gibi Fatih-Harbiye romanında da kendi düşüncelerini bir karakter üzerinden yansıtır. Fatih-Harbiye’de ise bunu Neriman karakteri üzerinden yapar ve gündemde cereyan eden bu meseleyi romanında hem dönemi hem de kendi görüşlerini gayet net bir biçimde yansıtarak ortaya koyar. Romanda anlatıcı 3. Şahıstır. Hâkim (İlahi) bakış açısı ile kaleme alınmış bir romandır. Romanda kullanılan dil, kelimeler romanın konusunu oluşturan Doğu-Batı sorunsalını yansıtmaktadır.
Romanın son kısmında ise roman boyunca devem eden çatışma çözülür ve bu mesele bir sonuca bağlanır. Davayı asrileşme tutkusu, Garp değil de Şark kültürü kazanır ve böylece yaşanan kültür buhranı sona erer.
Sonuç olarak yazar bu romanda kendi değerlerimize sahip çıkmamız gerektiğini, onlardan koparak farklı bir kültürün tesirine girmememiz gerektiğini ve kendi değerlerimizin daha üstün olduğunu vurgular.
Kaynakça
https://islamansiklopedisi.org.tr
Safa, Peyami. Fatih-Harbiye. 72. Basım. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2017.
Tekin, Mehmet. Romancı Yönüyle Peyami Safa. 2. Basım. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2014.
23 Aralık 2022 – İstanbul
Tuğba Karaduman