Yıllardır çocuk psikolojisi deyip duran, abartılı anlatımlarla en iyi ebeveynlerin bile kendini sorgulayıp suçlamasına neden olan dünyanın ikiyüzlülüğünü son günlerde çok daha iyi görmekteyiz. Birkaç yüzyıl evvel bizden aldıkları medeniyet ve insanlık gibi değerleri bugün kendilerince kirlettikten sonra yeniden bize satma uğraşlarını mevcut hareketleriyle boşa çıkarmakta olduklarını da pekâlâ idrak edebiliyoruz.
Filistin üzerine yapılan kanlı saldırılarda şehit olan çocukların katilleri de yıllardır çocuk hakları savunuculuğu yapanların, bize çocuğa nasıl davranılacağını öğretmeye çalışanların ta kendileridir. Bahsi edilen katil ve faillerin, senelerdir canla başla savundukları kadın ve çocuk haklarından işlerine gelmediği takdirde kolayca vazgeçebildiklerini görüyoruz. Şunu da söylemeliyim ki, yaptıkları sahte savunuculuklar artık kimseye gerçekçi gelmiyor ve gün geçtikçe zehirli mallarının alıcısı da bir hayli azalıyor. Zira Gazze’de bombalar altında can çekişen minicik yavruları, karnındaki bebeğiyle katledilen gebe kadınları, nice hayaller ve umutlarla hayata tutunan gencecik körpe delikanlı ve kızları, evlerinin enkazı altında aile bireylerinin cesetlerini arayan gözü yaşlı babaları dünya artık görmektedir. Bütün bu olup bitenlerin karşısında bahsi geçen devletlere karşı sempati besleyen insanlar bile artık onlardan “eli kanlı” olarak bahsediyor. İtibarını kendi elleriyle toprağa gömmek cidden akıl işi değil. Zaten azıcık aklını kullanabilen insan kundaktaki bebeklerle, eli ayağı tutmayan yaşlılarla savaşmaz, değil mi? Bu nasıl bir karmaşa ki anne karnındaki yavrularımızı bile bir gün büyüyecek korkusuyla öldürüyorlar. Doğmamış bebeklerimizden bile korkuyorlar.
Zamanında ülkemizin her bir ferdini solcu-sağcı, Türk-Kürt diye siyaset ve ırkçılıkla ayırıp nice kanlar dökülmesine sebebiyet verenler bugün Filistin’deki katliamın mümessilleridirler. Gazze’de savaş yok, Gazze’de katliam var. Zira savaş, taraf devletlerin askeri güçleri arasında yapılan bir eylemdir ve sivilleri kapsamaz. Hastane bombalamak, kundaktaki bebeklere namlu doğrultmak savaş etiğine aykırı utanç verici eylemlerdir. Bizlerin utanç verici olarak tanımladığı bu tür eylemlerin birileri tarafından istek hâlinde ve zevk dâhilinde yapılıyor olması da ayrı bir trajedi tabii.
Unutanlar için hatırlatalım:
Avrupa’daki çocuklar ninnilerle uyuyorken Gazze’deki çocuklar bomba sesleriyle uyuyor.
Avrupa’daki çocuklar pamuklara sarılıp öpüp koklanıyorken Gazze’deki çocuklar kefenlere sarılıyor.
Avrupa’daki anneler çocuklarına yeni giysiler alırken Gazze’deki anneler çocuklarının kopan uzuvlarını arıyor.
Avrupa’daki çocuklar sıcacık yataklarında uyurken Gazze’deki çocuklar enkazlar altında donarak can veriyor.
Yanlış anlaşılmasın, Avrupalı veya batılı çocukların rahat ve huzurlu bir hayat sürmelerinden rahatsızlık duyuyor değilim. Benim isyanım, Filistin’deki çocukların en temel haklarından, yaşama hürriyetlerinden yoksun bırakılmasıdır. Dünyanın bir yerindeki çocukların psikolojisi önemsenirken diğer çocuklar niçin sırf ırkları yüzünden hürriyetlerinden men ediliyor? Af buyurun ancak ben akli melekeleri yerinde olan her insanın bu sorgulamayı yapabileceğine inanıyorum. Avrupa’daki, Amerika’daki çocuk da Orta Doğu’daki değil mi? Hani çocuk her yerde çocuktu, hani çocuklar ırki tasniflere ayrılamaz ve siyasete alet edilemezdi? Bu yapılanlar ne peki? Oyun oynaması gereken çocuklar niçin vücutlarındaki kanları temizlemekle meşguller?
Ve dünya niçin bu kadar sessiz?