Ömer Seyfettin

Zeynep Böhürler

 

Hayat Hikâyesi

Edebiyatımızın önde gelen hikâye yazarlarından biri olan Ömer Seyfettin, 1884 tarihinde Balıkesir’in Gönen ilçesinde dünyaya gelmiştir. İlk olarak Mahalle Mektebi’nde okumaya başlayan Ömer’i babası, daha iyi bir eğitim alması için İstanbul’a getirir. İlk olarak Aksaray’daki Mekteb-i Osmaniye’ye, daha sonra Eyüp Sultan’daki Askerî Baytar Rüştiyesi ‘ne gönderir. Bu okulları bitirdikten sonra arkadaşı Aka Gündüz ile beraber Edirne Askerî Lisesi’ne girerler. İstanbul’a döndükten sonra da Mekteb-i Harbiye-i Şahane ’ye kaydolur. Çektiği kurada İzmir’e tayini çıkar. İzmir’de görev alırken Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Baha Tevfik, Şehabettin Süleyman gibi yazarlarla tanışır. Bazı gazete ve dergilerde yazılar yazar.28 0cak 1910 tarihinde Ali Canip’e yazdığı önemli mektupta Yeni Lisan Hareketi’nin fitilini ateşlemiştir. Askerlik görevinden ayrılan Ömer Seyfettin kendini tamamen yazarlığa ve bu hareketin şekillenmesine vermiştir. Yeni Lisan Hareketi’nin makalesi Genç Kalemler Dergisi’nde Nisan 1911 tarihli sayısında yerini alır. Ziya Gökalp ile bu sayede tanışarak kendisinden etkilenir. Trablusgarp ve Balkan Savaşları, yazarın tekrar askerliğine geri dönmesini gerektirir.

1917-1920 yılları Ömer Seyfettin’in en verimli ve düzenli yazdığı yıllardır.1917 yılında başlayan ciddi rahatsızlığı 1920 yılında artar.6 Mart 1920 yılında Haydarpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hayatını kaybeder. Otopsi yapıldığında ölüm sebebinin diyabet olduğu öğrenildi. Zincirlikuyu Asri Mezarlığı’nda yatmaktadır.

Milli Edebiyatın Meydana Gelmesinde Yeni Lisan Hareketi

Genç Kalemler Dergisi’nde yayınlanan bu makale edebiyatımızın dönüm noktası olmuştur. Makalenin özünde milli bir edebiyat olması için öncelikle milli bir dil olması gerektiği fikri yer almaktadır.

Yeni lisan hareketi, Arapça ve Farsça kelimelerin dilden tamamen atılması yönündeki bir tasfiyeciliği reddettiği gibi yeni kelimeler arayışı ile Orta Asya Türklüğüne dönmeyi de prensip olarak benimsemez. Yabancı dillerden kelime alınmasına değil bu dillerden alınan kelimelerin Türkçe’nin telaffuzuna uydurulmadan kullanılmasına karşı çıkar.

Yazı dilinin İstanbul Türkçesi esas alınarak kurulacağına, bunun için Türkçeye girmiş bütün Arapça ve Farsça kelimeleri bırakıp Orta Asya Türkçesi’ne gitmeye gerek olmadığına, yalnız terkiplerin mutlaka Türkçe olması ve aruz yerine Türk millî vezni olan hecenin kullanılması gereğine işaret eder

“Asıl lisan, yaşayan, yani konuşulan lisandır. Milletin manasını bilmediği, anlamadığı lisan ölüdür” görüşüyle Ömer Seyfettin, “Yaşayan Türkçe’nin” savunucusudur.

Hikâyeciliği

Ömer Seyfettin idealist ve milliyetçi bir yazardır. Hikâyelerinde milli bilinci uyandırmak, yaşanan hataların farkına varılmasını ister. Yazara en iyi hikâyelerini yetiştiği çevre yazdırmıştır. Bu yüzden çocukluğunda gördüğü, duyduğu ve hissettiği olayları hikâyeleştirir. Ömer Seyfettin’in hikâyelerinde seçtiği konular:

  • Çocukluk Dönemi
    (Kaşağı, And, Falaka…)
  • Yakorit Sınır Bölüğü’nde geçen olayları anlatan hikâyeler
    (Tuhaf Bir Zulüm, Bomba, Beyaz Lale)
  • Tarih ve savaşlardan çıkarılan hikâyeler
    (Başını Vermeyen Şehit, Vire, Forsa, Pembe İncili Kaftan, Topuz, Diyet…)
  • Anadolu efsaneleri ve menkıbelerinden etkilenerek yazılan hikâyeler
    (Yalnız Efe, Yüz Akı…)
  • Bir düşünceyi savunmak veya yermek için yazılmış tezli hikâyeler
    (Primo Türk Çocuğu, Efruz Bey…)
  • Günlük hayattan ve olaylardan alınmış hikâyeler
    (Gizli Mabed, Bahar ve Kelebekler…)
  • Halkın inanç ve törelerini dile getiren hikâyeler
    (Perili Köşk, Sanduka, Keramet…)
  • Toplumdaki bozulmayı anlatan hikâyeler
    (Rüşvet, Zeytin Ekmek)
  • Gözlemlerin işlendiği hikâyeler
    (Yüksek Ökçeler, Bahar ve Kelebekler, Düşünme Zamanı)

Yazar, aynı zamanda Namık Kemal’den etkilenip, Recaizade Ekrem’in duygulu şiirlerine hayran kalıp; Servet-i Fünun Dönemi’nde Tevfik Fikret’e kendisine “mükemmellik” şevk ve isteği verdiği için etkilenmiştir. Halit Ziya içinse “İlk üstadımızdır” diyerek takdir eder.

Ömer Seyfettin, Türkçede sadeleşmenin savunucuları arasında olup, hikâyeleri dışında şiir roman, makale ve günlük türünde eserler vermiş olup, ona şöhret kazandıran asıl eserler hikâyeleridir.

Edebiyatımızın önde gelen hikâye yazarlarından biri olan Ömer Seyfettin’i rahmetle ve saygıyla anıyoruz.

 

Kaynakça:
Mehmet Nuri YARDIM / Ömer Seyfettin Hayatı Sanatı Eserlerinden Seçmeler
TDV İslâm Ansiklopedisi

 

 

 

Zeynep Böhürler

Zeynep Böhürler

1983 İstanbul doğumludur. İlk, orta ve lise öğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. On beş yıl hizmet ve bankacılık sektöründe çalıştı. Halen İstanbul Zaim Üniversitesi-Medeniyet Tasavvuru Okulu 2.sınıf öğrencisidir. Şiir, hikâye, film tahlili gibi yazıları çeşitli dergi ve dijital platformlarda yayınlanmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir